30 Kasım 2012 Cuma

GEZELIM GORELIM : BOZCAADA

 
Bu sefer ki durağımız her yıl vakit ayırıp gitmeye çalıştığımız, yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlasa da verdiği huzurdan hiçbir şey kaybetmeyen ve kendimizi bütünüyle kollarına bırakabileceğimiz bir yerdi; Bozcaada. Şahsen ne zaman kabuğuma çekilme hissi yaşasam, alıp başımı bir yerlere gitmeyi düşünsem ilk aklıma gelen yerlerden biridir Bozcaada. Sahip olduğu sakinlik, verdiği huzur, yaşattığı keyif ile tek geçerim her zaman.Madem bu denli duygular besliyoruz dedik ve fırsatını bulur bulmaz kendimizi Bozcaada yollarında bulduk. Onun kendine has yakın gibi görünüp yolları kat ettikçe, feribottan feribota geçtikçe biraz asap bozan bir tarafı olsa da kara sularına indiğinde, “o kadar çile çektik ama deydi” hissiyatını uyandırır.
 
 
 

 
İlk gün yılın neredeyse hiç bir dönemi ısınmayan, girdiğiniz anda buz kestiğiniz pırıl pırıl sularında bulduk kendimizi. Ancak delicesine yüzdükten bir süre sonra vücutta ılık su hissiyatı yaratsa da, çıktıktan sonraki sert rüzgarlarla ikinci kez şoklanarak kendimize geldik. Buna rağmen bir daha bir daha suya girmekten kendimizi alamadık:)) 

 

İlk gün akşam rüzgar güllerine, güneşin batışını izlemeye gittik. Bir yanda rüzgar gülleri, diğer yanda güneşin muhteşem bir şekilde batışı ve daha güneş batmadan beliren dolunay. Hepsi muhteşemdi, hatta hızımızı alamayıp güneş battıktan sonra uzun bir süre daha oturmaya devam ettik.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
2. gün ise uzun zamandır methini her yerde duyduğum Rengigül’de kahvaltı yaptık. Şiddetle tavsiye ediyorum. Leziz kahvaltılıkları, her yanı çiçeklerle bezenmiş masası, nazik ve çok tatlı sahibeleri, insanın tüm gününü geçirebileceği bahçesi beni benden aldı. Kahvaltım hiç bitmesin, İstanbul’a hiç dönmeyeyim istedim, istedim de istedim. İşte o şahane kahvaltı:
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu leziz kahvaltıdan sonra Bozcaada sokakları benim objektifimden;
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 

 
Sonrasında ufak bir kale turu attık, çünkü burayı bir türlü gezememiştik daha fazla ertelemek istemedik ve ta taaamm:



 



 
 
 
 



Akşam ise Şehir Lokantası’nda kendimize geldik. Yolunuz düşerse özellikle Girit Ezme’yi yemeden gelmeyin !!!!

5 yorum:

SvGLove dedi ki...

Yerim! Hem anlatisini, hem birbirinden guzel fotograflarini:)
Maviler cok mavi, gunbatimlari cok kirmizi, kahvaltiliklar cok lezzetli, sen cok cok tatli<3
Opuyorum kocaman seni;*

Zeyyy Photography dedi ki...

cnm Sevgimmmm, tesekkurler :)) artik gelin de hep birlikte leziz olsun o kahvaltilar :)) muckssss

minikkus dedi ki...

sevgi kuzum söyledi, ben de atladım geldim hemen:) sonra da bi miktar pişman oldum geldigime! zira bu toto donduran ankara sogugunda Bozcaada fotografları ve rengigül kaffaltısı denen şey bütün metabolizmamı alt üst etti <3 tatil istiyorum ben yeaaaaa ^,^

kübra dedi ki...

Çok güzel bi gezi olmuş :-)
Balayına istanbula gitmeyi düşünüyoruz biz
Adalarda kalsak diye planlar yapıyoruz
Bakalım haberleşelim otel işini falan

Zeyyy Photography dedi ki...

@minikkus.. hosgeldinn:)evt benim icin de bir o kadar zor oldu bu postu yazmak, bir yandan uzerimde hirka ile usurken diger yandan yaz fotolarini hatirlamak :( Az kaldi tatile az, simdilik fotolarla giderelim hasretimizi:)
Tesekkurler..

@kubra..tesekkurler.. evet istanbul ve adalar tercih edilebilir bu guzellikleriyle :) Otel ve diger konular hakkinda elimden geldigince yardim etmeye calisirim..